5 Temmuz 2010 Pazartesi

Bir Romanın Kültürü Turu; Ahmet Ümit: İstanbul Hatırası

Bugunbugece.com’u temsilen 04 Temmuz Pazar günü – Antonina Turizm’in “Bir Romanın Kültür Turu” adlı etkinliğine katıldım. Bu yazı hem izlenimlerimi sizlerle paylaşmak için, hem de böyle bir organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etmek içindir. Ahmet Ümit ile bir tam gün geçirdikten sonra yazmamak da pek mümkün görünmüyor gibi diyebilirim aslında.


Saat 14:45’de Taksim AKM’nin önünde buluşuldu. 15:00’a kadar, iki otobüs hatta sonradan organize edileni de sayarsak üç otobüs olarak yola koyulduk.

Yol boyunca İstanbul ile ilgili -sanırım Altın Şarkılar- müziklerini dinledik ve Antonina’nın bizler için hazırladığı detaylı tur kitapçığını inceledik. Ve işte bir soruma yanıt almıştım bile, Romanda Komiser Nevzat ve uzatmalı sevgilisi Evgenia’nın aşkla yemek yediği mekan, Tatavla diye geçiyordu, ama kitapçıkta gördük ki Madam Despina’nın Meyhanesi’ymiş.


Türk Tiyatrosu için Afife Jale, Türk Sineması için Cahide Sonku ne ifade ediyorsa Madam Despina da Türkiye’nin eğlence yaşamı için O'dur. Türkiye’nin eğlence yaşamındaki ilk kadın işletmecidir. Mekanla ilgili yazılacak çok şey var aslında, sadece kuzu yaprak ciğeri ve Rum Pilakisi demek istemiyorum çünkü. Mekan girişinde duran hanım da işletmecisi de öyle şeyler anlattılar ki, anlatırken öylesine ışıldıyordu ki gözleri, anladım ki daha çok dinlemeli Madam Despina’yı da meyhaneyi de ve paylaşmalı sonra daha çok zaman ayırarak en yakın zamanda...

Şimdi turumuza dönelim, yurtdışında Romanlar ve Filmlerle ilgili böyle kültür turları düzenlenmekteymiş, ancak ülkemizde bir ilki gerçekleştirdik hep birlikte. Romandaki cinayet mahallerini bir bir gezdik. Komiser Nevzat olduk bazen, bazen Zeynep, bazen Ali- inanmayacaksınız bazense ceset.


İlk durak; ilk cesedin bulunduğu Sarayburnu idi. Komiser Nevzat’ın ekibi ile birlikte ihbarı alıp ilk incelemeye gittikleri an canlandırıldı evvelinde, ama tabi ki bu kadar değildi. Ahmet Bey hemen devamında Sarayburnu’nu hatta nefesinin yetebildiği ve gözümüzün ulaşabildiği her alanı romanla ilişkilendirerek kültürel değerlerini de kapsayacak şekilde aktardı.

2.3.4.5. ... Duraklarda da bu böyle devam etti, ta ki Ayasofya önündeydik sanırım- cesedimiz yerde, kalabalığımızla sokağı da kapamıştık ki bir polis arabası – bölgede sokak kapatan kalabalıklara alışıklar belli ki – ama tabi alışık olmadıkları bir şey var, bir ceset ve herkes gözlerini dikmiş onlara bakmakta, eminim o an kafalarındaki Nevzat’ı sonra Ali’yi…


“Arkadaşlar, telaş etmeyin Komiser Nevzat” diye bağladı Ahmet Bey- herkes koptu aynı anda. Eeee tabi ekip yine bir şey anlamadı...

Oldukça yoğun bir parkurdu, tamam yorulduk bir parça diyebilirim ama asla vazgeçmedik ne dinlemekten ne de merak etmekten... Gezinin ikinci bölümünde rakı eşliğinde bu yorgunluk da atılırdı, emindi herkes. öyle de oldu, Dönülmez akşamın ufkundayım... Sonra o mezeler...

Her şey çok keyifliydi. Böyle bir organizasyonda emeği geçen herkese tekrar teşekkür ederim. Başta böyle bir projeyi kabul ettiği için Ahmet Ümit’e, sonra bu projenin mimarları; Buket Aşçı ve Antonina Turizm’den Sibel Tuna’ya – büyük bir gönüllülük için de sosyal sorumluluk bilinciyle ticari kaygı gütmeden giriştiklerine eminim.

Ve diyebilirim ki, “Yaşadığın şehir özgür değilse; Sen de özgür kalamazsın... Şehirli olma bilinciyle hareket etmeli artık ve birçok şeye sahip çıkmalı… bu farkındalığı yaratmak için de böyle projeleri sonuna kadar desteklemeli…

Bu arada projeler devam edecekmiş, Şehir dışını kapsayacak olanlarla üstelik. (Bir tüyoya göre Selim İleri ve Buket Uzuner sanırım…) Merakla beklemekteyim.

Bahar Baş
Bugunbugece.com üyesi