9 Nisan 2010 Cuma

Küçük Bir İstanbul Kaçamağı

Gezginlerin hikayesi dünyanın oluşumundan bu yana süregelmektedir. O insanın içindeki keşfetme, yeni yüzler tanıma, öğrenme ve öğretme dürtüsüdür onu dağlara, patikalara, vadilere, ormanlara, çöllere, açık denizlere iten....

Gelin görün ki, günümüzde insanoğlunun kendi emeğiyle oluşturduğu suni yaşam ortamlarında insan ruhuna dört duvar hapis ama ruhlarımız her an firarda... Gezmek, görmek, tarihi ciğerlerimize çekmek, bir an bile olsa gözlerimizi kapatıp geçmişe kısa bir yolculuk yapmak bu günlerde içimizdeki çocuğu özgür bırakmak, nadir olsa da hepimizin yapmaya çalıştığı bir lüks haline gelse bile, tüyolarını yakın dostum ve ButikOtellerRehberi.com’un kurucusu İzim Bozada’dan aldığım birkaç İstanbul kaçamağından bahsetmek istiyorum sizlere.

Bob Marley’in çok güzel bulduğum tabiriyle “Concrete Jungle”a dönen İstanbul’dan kısa uzaklaşmalar için sizlere yanı başımızda olan bir kaç butik otelden bahsetmek istiyorum. Tarihe ve doğaya kaçmanın en güzel yollarından birkaçını sizler ile paylaşmadan edemeyeceğim.

Ajia

Eşsiz İstanbul’un Kanlıca sahil yolunda bulunan Ajia Otel’de kalmaya niyetlenirseniz, emin olun ki zeminden tavana uzanan pencerelerin sizi boğazın ışıltılı sularına sürüklemesinin büyüsünü yaşayacaksınız. Yani, bakmasanız da göreceğiniz tek manzara İstanbul boğazının o eşsiz parlak mavisi. Çıplak gözle görmenin ötesinde suyun sesini duymak isterseniz deriz ki 8 numaralı süit odanın balkonuna çıktığınızda sanki bir geminin en lüks kamarasındaymış gibi bir hisse kapılabilirsiniz.


Bir anda kocaman bir yük gemisinin geçtiğini görebilir, martıların cıvıltıları ile coşku ile dolabilirsiniz. Özel balkonunuzda kahvaltı ederken güneşin ilk ışınlarının görkem kattığı İstanbul boğazının tarifsiz güzellikteki manzarası ile nerede olduğunuzu unutmanız mümkün iken, akşam vaktinde güneşin batışı ile pembe bir renge bürünen dalgaları ve şehrin ışıklarının suda yansımasını ise kelimelerle anlatmak mümkün değil. İkindi zamanında ise güneşin ılık ışığıyla ısınan yatağınıza hafif bir müzik eşliğinde uzanabilir, artan rehavetiniz ile akşam yemeğinden önce boğaza nazır şarabınızı yudumlarken eşinizi dansa kaldırabilir ve “romantizm”i yeniden tanımlayabilirsiniz.

Riverside - Ağva


İstanbul ve çevresinde romantik tatilin bir diğer adresi ise Ağva. Bahar ve yaz aylarında olduğu kadar artık kışın da şehrin gürültüsünden kaçmak ve huzur içinde bir tatil geçirmek isteyen kişilerin bir numaralı tercihi konumuna gelmiş, resmi kayıtlarda Yeşilçay olarak geçse de hala Ağva olarak bilinen bu eşsiz belde İstanbul'a 97 km uzaklıkta. Ağva’ya virajlı ama ağaçlarla dolu bir yoldan gidiyorsunuz. Yaz aylarının yeşil rengi çam ağaçları sayesinde hala korunsa da yerler mevsimlik ağaçların sarı, kahverengi ve kırmızımsı yapraklarıyla dolu. Hele bir de yağmur yağıyorsa değmeyin keyfine. Yol boyunca toprağın kokusunu ciğerlerinizde hissederek ilerliyorsunuz Ağva’ya doğru. Göksu Deresinin kıyısında bulunan Riverside Club® ziyaretçilerine huzurlu bir ortamda kaliteli hizmet, üstün bir damak zevki ile birlikte 29 odasıyla değişik alternatifleri sunuyor. Gezi teknesi olarak hizmet veren büyük şileplerin tahliye sandallarından birini kış mevsimi dahil olmak üzere tekne gezisine çıkmak için kullanabilir, deniz bisikletiyle derelerde dolaşabilir, kanoya binebilir ve sonrasında ister şömineli restoranda şarabınızı içebilir, ister Jazz Bar’a geçerek otelin geniş müzik arşivinden faydalanabilirsiniz.

Bosphorus Palace Hotel


İki kıtanın birleştiği mi desek, ayrıldığı mı desek, bilinmez ama birşey varki o da İstanbul boğazının belki de dünyanın en özel yeri olduğu. İstanbul'a boğazın en keyifli yerinden bakarken kendinizi evinizde hissettirecek rahatlığı ve tarihi dokusuyla Neo Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Bosphorus Palace Hotel yani, Debreli İsmail Paşa Yalısı, Boğaz Köprüsü' nün Beylerbeyi ayağında bulunuyor ve sizleri göz alıcı boğaz manzaralı yalıda bu ayrıcalığı yaşamaya davet ediyor. 14 odası olan boğazın bu en romantik butik otelinin eski kayıkhane bölümündeki, suyun restoranı çevreleyen camı geçip ayalarınızı ıslatacak gibi gelip gittiği Bosphorus Palace isimli restoranında sevgilinizle başbaşa yemek yemeli ve ömrünüze ömür katmalısınız...

Gürhan Kalkan
bugunbugece.com üyesi