Kabataş’tan yola çıkan tekne, geniş bir boğaz turunun ardından akşam saatlerinde yine Kabataş’a geri döndü. Havanın güneşli olması ve poyrazın yarattığı enerji, geziyi daha da güzelleştirdi. Geçtiğimiz yıl da düzenlenen "Erguvan Gezisi", bu yıl yoğun talep alınca yeniden organizasyon planına konulmuş.
Ne kadar da güzel olmuş!:)
“Erguvan Gezisi”nin bu denli ilgi görmesinin asıl nedeni ise; Ayasofya Müzesi Başkanı Sayın A. Haluk Dursun’un katılımıydı kuşkusuz.
Marmara Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi, Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olan Doç. Dr. A. Haluk Dursun, 2006 yılından itibaren Ayasofya Müzesi Başkanlığı görevini de yürütmekte.
Boğazın kıyıları boyunca, baharın gelişini müjdeleyen erguvanların izini sürerken, Haluk Dursun’un doyumsuz anlatımıyla verdiği bilgileri, anlattığı tarihe dayanan ilginç hikayeleri ve belki de derinlemesine bir araştırma yapılmadıkça, başka hiçbir yerden öğrenilemeyecek muazzam ayrıntıları dinlemek büyük bir ayrıcalıktı doğrusu...
Örneğin, sarmaşığın eski zamanların mistik algısında, AŞK'ı simgelediğini ve sarmaşığın sardığı servi ağacının bu nedenle ölebildiğini bilmiyordum...
Baharın geldiğini anlamanın formüllerinden birinin de "Mimoza açar, çaylak gelir." olduğunu duymamıştım. Bu arada Çaylak, uçmayı en geç öğrenen kuşlardan biri. Çaylak bile uçup geldiyse, bahar gelmş demektir artık, gibi bir anlam belki... (Ben çaylak görüntüleyemedim, ama simgesel olarak kadrajda martı olan bir fotoğraf koymayı uygun buldum bu yazıya:)
O güzelim zarifliğiyle her gördüğümde iç geçirdiğim Kız kulesi'nin aslında ilk sürgün yeri, ilk karantina binası olduğunu bilmiyordum... Ya da, Padişah tarafından yaptırılmamış olan camilerde tek minare olduğunu. Minare sayısı birden fazla ise o camiiyi Padişah yaptırmış demek mesela...
Sayın Haluk Dursun'un engin bilgileriyle donatılmış bu keyifli geziye katıldığım için mutluyum. Niceleri hep birlikte olsun!...:)
Nefin Huvaj
bugunbugece.com üyesi
Kayıtlar
